Yaşam

Gürgen Öz’ün gözünden ‘Garip Bir Yer’

Huzurlu huzursuzluklara aşina bir dünyadayız artık. Modernliğin getirdiği çaresizliklere bir çare gibi bakıyoruz hep birlikte. Bunalımlar, toksik sevinçlerle örtülüyor adeta. Herkes alışmış gibi bu çıkmaza, çıkmazlar içinde çıkıyoruz belki de karanlığa. Gürgen Öz de son romanı ‘Garip Bir Yer’de o karanlık içinden bir anlatı sunuyor okuyucuya.

Masa Kitap etiketiyle yayımlanan ‘Garip Bir Yer’de Gürgen Öz, hakikaten de hepimizin içinde bulunduğu, garipsediğimiz ama yine de benimsediğimiz bir dünyadan sesleniyor bize.

“Bırakmak yeniden başlamak demek. Özgürleşmek, büyümek demek. Bırakabilmek de bir güç…” (Sayfa 161)

Sakin, sessiz, kendi halinde yaşayan; yalnızca kendisi ve ailesi için çalışan Tarık, kendini kurduğu düzene öyle kaptırmıştır ki etrafında olup biten düzensizliği eşinden ayrılıp işleri kötüleşinceye kadar fark etmez. Üniversite yıllarında tanıştığı eşiyle arasına mesafeler girer, hem kendisi hem zaman değişmiştir çünkü. Tutkuyla sevdiği eşinin onu hayata bağladığını çok sonradan anlar ama nafile, günün birinde birlikte aldıkları yazlık ikiz villaların birini satmak için görüşeceklerini kim bilebilirdi ki…

Eski eşi için de bir şeyler değişmiştir artık, Tarık tarafından hayal kırıklığı yaşamıştır ve önüne bakmak ister. Aradığı ilgiyi, sevgiyi başka birinde bulur; güvenli bir liman arar kendine ki o liman hukuk profesörü sevgilisi olur.

Bu noktada Tarık, kendine itiraf edemediği aşağılık psikolojisiyle, çok lüks bir restoranda villa satışını konuşmak için bir akşam yemeği ayarlar. Yemeğe eski eşi, sevgilisini de getirecektir. Tarık dayanamaz, altta kalmamak için kendine sahte bir sevgili arar ki bir eskortu bulup akşam yemeği için onunla görüşür. Bu noktada olaylar cereyan eder; Tarık, eski eşi, eski eşinin sevgilisi ve eskortla birlikte oldukça garip bir sekansa dahil olur okuyucu.

“İnsan olmayı, insani değerleri savunmayı seçmek zor. Herkes sahip olma hırsına yeniliyor! Sadece sahip olarak yaşamak istiyor.” (Sayfa 142)

Garip Bir Yer, Gürgen Öz, 168 syf., Masa Kitap, 2024.

GEÇMİŞLE ŞİMDİ ARASILDA KURULAMAYAN BAĞ

Gürgen Öz, bu hikaye içinde gündemin, insanların, güncel olayların, medeniyetin, modernitenin ve alışılmışların peşine düşüyor. Pek çok eleştiriye yer verdiği ‘Garip Bir Yer’de tam olarak topluma olan yabancılaşmasını, kültürel yozlaşmayı yanı sıra toplumsal anomiyi Tarık karakteri ve onun yaşadıkları, olaya bakışı üzerinden değerlendiriyor; belki de bunu yaparak okuyucuyla konuşmak, dertleşmek istiyor. Herkesin zaman zaman zihninde beliren ancak dudaklarının arasından kelimelere dönüşmeyen o dertleri, şikayetleri, kuralsızlıkları bizim adımıza söylüyor. Kanımca Gürgen Öz, Tarık karakterinin geçmişiyle şimdi arasında kuramadığı bağın ne derece yaygın bir hastalığa, kitlesel bir duruma dönüştüğüne dikkat çekiyor.

“Kurallara uymamayı bir güç gösterisi sayan insanlar ve onlara da böyle boyun eğenler yüzünden başımıza geliyor ne geliyorsa! İlla kendini, varlığını öyle ispat edecek! Böyle bir ezilmişlik ve onun getirdiği üste çıkma hırsı!” (Sayfa 120)

Bu şikayetlerin, sorunların sebebi yalnızca dış etkenler olmamalı elbette. Medeniyet timsali gezen kaç insan bunları önlemek için çaba gösteriyor? Romandaki Tarık karakterinin insanlara ulaştırmak istediği mesajla yaptıkları arasındaki tutarsızlık da bir yandan bu çarpık düzen içinde insanın kendine karşı derin bir bakış besleyemediği, duygusal boşluklarının tavırlarında karmaşık bir hale büründüğünü söyleyebiliriz. Tarık’ın eski eşinin sevgilisi olmasını kaldıramayıp onun karşısına bir eskortla çıkması da modern insanın kendini ifade etme şeklinin bozukluğunu, varoluşsal olarak dengesiz bir noktaya geldiğini temsilen gösteriyor.

“Bu ülkenin tarihi çok köklü… Burada yaşayan fedakâr, zeki, başarılı insanlar hep vardı ve her raydan çıkışta bu ülkeyi ayakta tutup tekrar yola koydular. Yine varlar ve yine yapacaktırlar.” (Sayfa 124)

Türkiye’de ve dünyada olanlar, siyasi durumlar, çeşitli krizler ve kültür erozyonu içinde duygusal ve düşünsel olarak varlığımızı koruma çabasına girsek de zamanın hızı, değişen kimi değerler bireyde ve toplumda ayrı ayrı boşluk oluşturuyor. Zihniyet değişikliği, farklılıkların artışıyla daha da karmaşık ve kaotik bir toplumla baş başa kalan birey için her şey daha da zorlaşıyor. Tarık, kaybettiği değerlerin peşinde koşarken yozlaşmaya sebep olan kişilerden biri olmanın tezahürü oluyor romanda böylece. ‘Garip Bir Yer’, tam da bu yüzden garip Tarık için.

“Hayat… İnsana yapmam dediği şeyi yaptırtıyordu.” (Sayfa 15)

Hayat, tüm karmaşıklığına rağmen basittir. ‘Garip Bir Yer de bu basitliği ne kadar karmaşık bir halde gördüğümüze odaklanıyor aslında. Gürgen Öz, daha şuurlu bir bakış açısı arıyor insanlarda, Tarık gibi sonradan da olsa insanların gözlerini yeniden açmasını söylüyor yaşadığı yere. Hakikati mizahi bir sancıyla anlatıyor. Her şeye rağmen ‘Garip Bir Yer’, değişenlerin de bir gün değişebileceği inancını da sürdürüyor kurgu boyunca. Büyük konuşmalarının küçük parçası olan Tarık’ın gözünden ‘Garip Bir Yer’, okuyucularını bekliyor.

haberakincilar.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu